20 Ekim 2012 Cumartesi

Hello loneliness my old friend

EN BİRİNCİ BENİM.


Bu yazıya böyle bir ego tatminiyle başlamak istedim. Dershanede yapılan denemelerde YGS 2.si LYS 1.si olmanın verdiği haklı gururu yaşıyorum. En birinciyim uzayın birincisiyim! 
Tabi beni bu hazineden mahrum etmek isteyen dahili ve harici bedhahlarım oldu. Bense içinde bulunduğum vaziyetin imkan ve şeraitini düşünmeden vazifeye atıldım! (Atatürk mode off.) Neyse gençliğe hitabeyi bir yana bırakıp olayı anlatayım. Eski okulumdan beri tanıştığım ve iyi anlaşamadığım (iç ses:BİRBİRLERİNDEN NEFRET EDİYORLAR) biri hakkımda bir sürü şeyler atıp tutuyormuş. "Aliler dershanede kullandığımız yayının aynısını okulda da kullanıyorlar,önceden çözmüşlerdir o sınavı o yüzden bu kadar iyi yaptı." diyecek kadar düşük insanlarla aynı sınıftaydım önceden. Bir insan kompleksli olur,hırslı olur ama bu kadar olmaz. Geçen sene ingilizcesi benden iyiydi,ona diyebileceğim bir şey yok ama bir insana böyle bir suçlama artık haddinin aşıldığının kanıtıdır. Zaten anlattığım bu kişi(liksiz) dershanedeki arkadaşlarını da dolduruşa mı getirmiş nedir ne zaman onun arkadaşlarını görsem bana aptal aptal bakmalar,beni işaret etmeler. Geriliyorum.

Dershanedeki sevgilileri gördükçe mutsuz oluyorum. Motivasyonum düşüyor. Ciddi ciddi mutsuzlaşıyorum. Hele ki sıra arkadaşım ve erkek arkadaşının birbirlerine yaptığı cilveler intihar sebebi. Ben yalnızlığı aştım bambaşka bir şey oldum gidiyorum artık.

Yoruluyorum. Yorulacağımı hissetmiştim ya hani,işte şimdi yorulduğumu fark ettim. yorulmaktan öte katlanamadığımı. Bu yılın sonunda overdose bilgi yüzünden zehirlenmekten korkuyorum. Sürekli pencere kenarında oturmazsam rahatlayamıyorum,ya açık pencereden nefes alma ya da gökyüzüne bakma ihtiyacı hissediyorum. Onun dışında iyiyim.

Bu hafta fark ettim ki dershane ve okul öğretmenlerimin benden bir beklentileri var. Benim bile kendimden bir beklentim yokken öğretmenlerimin beklentisi olması beni biraz irite etmedi değil. Üniversite hedefim hala yok. Ama bu demek değil ki "Neresi olsa giderim." Hedefim yok ama bir amaç uğruna ders çalışıyorum aklımda bir kaç üniversite var ama hala oturtamadım aklımda "Ben bu üniversiteye gideceğim" diye. Bunu rehberlik öğretmeni(Nam-ı diğer dershanedeki felsefeci)yle konuştum. O ise aslında hedefimi belirlemediğimi düşünsem de hedefimi çoğu insandan daha iyi belirlediğimi,sene sonunda çok iyi şeyler yapacağımı söyledi. Aklımdaki üniversiteleri saydım. O ise hangisinin benim için daha iyi olacağıyla,benim hobilerimi ve ilgi alanlarımı göz önünde bulundurarak hangi üniversiteyi tercih edebileceğimi söyledi. En son yanından ayrılırken egolarımı da tatmin etti "Gerçekten çok iyi bir okursun,o kadar iyi,nitelikli kitaplar okuyorsun ki üniversitede bunun karşılığını alacaksın. Ve ayrıca sanatla ilgili olman senin için çok büyük bir artı" dedi. O bulutların üzerinde gördüğünüz şey benim götüm. O kadar havalarda.......
Bu olay dışında Vocabulary dersimize giren Tuğçe Hoca'yla konuştuk geçende Amerikan Kültür Edebiyatı mezunu; bende merak ediyordum edebiyatta Beat Kuşağını gösterip göstermediklerini. Derslerini anlatınca ağzım iki metre açık kaldı. Edebiyatlarında Bukowski bile varmış. Daha ne olsun ki! Onunla biraz sohbet ettik,bana o bölümü önerdi. Okuduğu için hiç pişman olmadığını söyledi,hatta tarihçiyle geçen benim hakkımda konuşmuşlar benim kesinlikle bu bölümde okumam gerektiği kanısına varmışlar. "Sen edebiyatla ve genel olarak dünyayla ilgili biri olarak o bölüme gitsen kesinlikle pişman olmazsın"  
YA BENİ BİRİSİ ÖVÜNCE MUTLU OLUYORUM. İŞTE BÖYLE EGOLARIMA HAKİM OLAMIYORUM.

Yeter bu kadar yaptığım ego tatmini. Kapanış şarkımızla uğurluyorum kendimi.

6 Ekim 2012 Cumartesi

Burnuna ne oldu?


  • Bu haftamın özetini bu soru oluşturuyor. Beden dersinde havuza gidelim diye ısrar ettim. Havuza gittik. 1 aydır havuza girmemenin verdiği özlemle balıklama bir atladım havuza atlayış o atlayış. Havuz 1.90mış,pat burnumu çarptım dibe. Şişti,yara oldu ucuz kurtardım yani kırılmadı şükür. Ama "Cınım burnuna ne oldu senin?" gibi meraklı insanların sorularının altında ezilip kaldım. "Havuzda düştüm" diye geçiştirdiğim oldu "Havuzda çakıldım" dediğim ya da uzun uzun anlattığım. Hande ise bundan "Görmemişin okulunda havuz olmuş tutmuş burnunu kırmış" sonucunu çıkardı. Sevgililerle
  • Burada yazdığım o paragraf eski sevgilime ulaşmış sanırım,brokolililililililerleeee
  • Okuldaki edebiyatçımızla dershanedeki felsefecimizin kanka çıkmaları. BİNGO! Neyse ki edebiyatçıyla aramız düzeldi. O adamın o tavrı bana özel değil tüm öğrencilerine öyleymiş onu fark ettim. suyuna gidince,edebiyatla da ilgili olduğumu görünce pek bir sorun kalmadı. 
  • Hande de ben de hala yalnızız. Dörtlü takılmak için benim bir kız arkadaşa ihtiyacım var; onun da bir erkek arkadaşa ihtiyacı var. İlgililililililereee. Dershaneden ya da okuldan olması tercihimiz doğrusu skjdhgsd
  • Şu dünyadaki her insanın psikolojik tahlilini yaparım ama tek yumurta ikizlerini anlayamam. Klon gibi yahu. Senden bir tane daha var. Bazen aynımdan bir tane daha olsa nasıl bir hayatım olurdu diye düşünüyorum ama imkanı yok hayal edemiyorum. Sanırım egolarım hayal gücümün önüne geçiyor. 
  • Sanırım psikolojimi iyiden iye kaybediyorum. 60 soruda 10 yanlışım çıktı diye neden ağlıyorum ki?
  • Hayatım sıradanlaştığı için,duygulardan ve beynimin içinde tepinen düşüncelerden uzaklaştığım için mutluyum. Sanırım yalnızlığa en güzel çözüm overdose çalışmaymış.
  • Kış geldi. Sınıfta herkes "Çok sıcak klimayı açalım mı" derken aradan çıkıp "Hayır çok soğuk hastayım zaten" diyen zavallı kişi benim. İki hafta içinde gazete manşetlerinde göreceksiniz. "ADANA'DA YAŞAYAN A.A SOĞUKTAN DONARAK DERSHANE KÖŞELERİNDE CAN VERDİ. SON SÖZÜYSE NOLUR KLİMAYI KAPATIN ÇOK HASTAYIM OLDU."
  • BİSİKLETİMİ ÖZLEDİĞĞĞĞMMM :(
  • Eğer bir tanrı varsa beni 1.74 olarak yaratmasının sebebini açıklayabilir umarım. Orta boyluyum. Mutsuzum. 1.80 olup geniş omuzlu olmak istemiyor değilim. İşte bunlar hep mutsuzluk sebebi.
  • Beni şu zor dönemimde ayakta tutan ceviz,fındık,badem ve antep fıstığına her acıktığımda yanımda olan yeşil elma ve muza,öğle aralarında yediğim sandviçime sonsuz minnettarlığımı sunmak istiyorum.
  • Okul kütüphanemiz sahaf gibi. Eski kitaplar,kapıdan girer girmez aldığım o eski kitap kokusu. Beni kitap çalmaya teşvik ediyor. Cesur Yeni Dünya'nın 1964 basımını buldum. Aldım. Geri götürmüş gibi yapıp götürmemeyi planlıyorum. Kitapsan'dan sonra yeni bir marka Kitapçal! 
  • Önce gülelim sonra ağlayalım sonra tekrar gülelim. Tabi dinleyelim.
Kitabım beni bekler!