6 Şubat 2013 Çarşamba

Hayatımın özeti: Pişmanlık,yalnızlık ve gözyaşı.

Herkes yaz diyor. Benim buraya yazacaklarım kendimi üzmekten ileri gitmeyecek diye bende ısrarla yazmıyorum. Yazsam da yazmasam da içimdeki o boşluk büyümekten başka bir şey yapmıyor. 

Her insan geçmişe özlemle bakar ya hani. Bende geçmişi özlüyorum. Ama ben her yıl önceki yılı özlüyorum. Doğum günümden nefret etme nedenim bu bir yerde. Her yıl önceki yılı hatırlayıp "Geçen sene bu yıldan daha mutluydum,geçen sene bu yıldan daha az yalnızdım." demek. Her yıl daha da yalnızlaşıyorum,daha mutsuz hissediyorum. Ve içimdeki o boşluk. 

Tatilde ne mi yaptım? Bu 15 tatilde geleceğe dair tüm umutları kaybettim. Biriyle dinleyeceğim şarkıları dinledim,birlikte okumayı istediğim kitapları tek okudum. Biriyle birlikte battaniyeye sarılıp yağmurlu günlerde izleyeceğimiz filmleri izledim. Hepsinden öte biriyle keşfetmek istediğim,en sevdiğim şehre gittim ve tabi ki tahmin edeceğiniz üzere tek başıma gezdim. Tek başıma sayısız sahaf buldum. Tek başıma gökyüzünü izledim.

Artık istesem de biriyle birlikte olamam. O umutların tamamı bitti. Biriyle yapabileceğim her şeyi yalnız başıma yaptım. Hayallerimde yanımda olan silüet tamamen kayboldu.

Yalnızlığımı kabullendim artık. Bu saatten sonra kimsenin gelmeyeceğini biliyorum. Beklemiyorum da zaten. Ama insanı yalnız öleceğini bilmesi çok üzüyor. Daha 17 yaşından yalnızlığa alışmaya başlaması gerçekten kötü. Bir insanın hayatında özleyebileceği tek şey odası olabilir mi? Bir odadan bahsediyoruz ya. Oda bu. İnsan arkadaşlarını özler,öğretmenlerini özler,ailesini özler.. yok ama ben odamı özlerim. Zaten dönene kadar okuldaki ve dershanemdeki insanlardan o kadar soyutlanmışım ki "okul"u duyunca ben okula mı gidiyordum yahu oldum. 

Bütün bu boşluğun içinde sadece geçmişe dair pişmanlıklarım var. Birde bu pişmanlıklara eklenen gözyaşlarım. Hayatta düşüncelere yönelik aldığım kararlarım çok istikrarlı şekilde ilerlerken,duygularla ilgili seçimlerim hep pişmanlık. Biriyle birlikte olunca bir süre sonra ciddi anlamda şımarıyorum,gözümde her şey değersizleşiyor ve sonrada sadece canım sıkıldığı için her şeyi bitirebiliyorum. Ne o anda karşımdakini ne de ilerideki kendimi düşünüyorum. İyi bok yiyorum. İşte böyle pişman oluyorum. Gösteri bittikten,izleyiciler ve oyuncular dağıldıktan sonra yalnızlığımla başbaşa kalınca neler kaybettiğimi anlıyorum. Bunu bilmeme rağmen bir elim kolum bağlı bir şey yapamıyor olmam da cabası. 

Mesela bir ilişki bitince genel olarak birisi bittiğinde üzülür. Bense bittiğinde rahatlarım. Her şey hayatımda normal bir şekilde devam eder. Başkaları girer hayatıma,onun hayatında başkaları olur. Tamamen koparız birbirimizden, aradan  bir hayli zaman geçer. Sonra bir gün sebzeli pilav yaparken onu ne kadar çok sevdiğim aklıma gelir. Özlemeye başlarım. Hem de öyle özlerim ki ben bile inanamam ne kadar çok özlediğime. Hayır aradan o kadar zaman geçmiş artık unutmuşsun ama neden bir anda aklına gelir ki. Hemde sebzeli pilav yaparken. Sebzeli pilav yani. Bana gönderdiği mektupları açıp okurum kendimi avutmak için,zaten aramızdaki kilometreler yeterince bizi ayırırken birde onun şu anda ne yaptığını bilmemeyi hazmedemem. Fotoğraflarımıza/fotoğraflarına salya sümük içinde bakarım. Konuşmalarımızı okuyup ağlarım. MALIM BEN YA MALIM BAŞKA BİR AÇIKLAMASI YOK.

bak işte ben demiştim buraya yazacağım şeyler beni mutsuz edecek diye. 
Fuck,I'm leaving!
(Lanet olsun,ben gidiyorum, çevirisiyle)

24 yorum:

  1. iki insan aynı anda aynı şeyleri hissedebilir mi? sanki ben yazdım

    YanıtlaSil
  2. Daha çok yaz. Hep yaz ki nasıl olduğunun farkına varabil

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir şeylerin farkında varmak beni sadece mutsuz ediyor ama. Birde geçmişi hatırlatıp üzüyor. o yüzden kaçıyorum ya zaten yazmaktan.

      Sil
    2. Kendini kandırmıyorsun en azından. Kandırdıktan sonra fark etmek daha çok yıkım yaratabiliyor, nasıl olduğunu bilirsen belki bir gün bir adım atarsın kendin için

      Sil
    3. Prensip olarak kendi eksi yönlerimi bilip onlarla ilgili hiçbir şey yapmıyorum dkjhfgkjsd

      Sil
  3. Özlediğin o mu yoksa hissettiklerin mi?
    Bence hissettiklerin. O değil.
    Eğer bu kadar zaman geçtikten sonra özledim diyebiliyorsan sen onun hissettirdiklerini özlemişsindir. Aslında o değil bir başkası olsa ve aynı şeyleri hissetsen tekrar o aklına bile gelmez.
    Hani boşluk dediğimiz olay var ya. Tam da bu o. Neyin boşluğu diye soracak olursan alışkanlıkların.
    Her alışkanlığa ara verebilirsin ama zamanı gelince geri istersin. Yeter artık dersin. O hesap.
    Bir de işte biz kim tarafından sevilirsek sevilelim illa biri tarafından özel olarak sevilmez istiyoruz. Neden bilmiyorum bende henüz.
    Demem o ki geçecek.
    O'nun bıraktığı alışkanlıklar geçecek yerine yeni alışkanlıklar gelecek.
    Şarkıların, kitapların, filmlerin hep yenileri çıkacak.
    Ve acı gerçek 17 yaşını bir sonraki yıl daha çok özleyeceksin. Ve bu acı gerçeğe katlanmana yararı olacak gerçek yalnız olmayacaksın, belki de yalnızlığını özleyeceksin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bende ilkte öyle düşünüyordum. Onu değil yaşadıklarımızı özledim diye. Ama onunla yaşadıklarımı bir başkasıyla yaşayınca "o gibi" değil. Yani acı ama gerçek,onu özledim yaşadıklarımızdan öte. İhtiyacım olan birine sarılmak değil,ona sarılmak. Sorun da bu zaten. Bu kadar zaman sonra farkına varmam. Önceki yazılarımın birinde bahsetmiştim biri bana dokunduğu zaman nasıl işkillendiğimi. Ama düşünüyorum da bu onun için geçerli değil.
      Eğer sadece alışkanlık olsaydı ondan öncekiler ondan çok sonraları özlerdim diye düşünüyorum. O kişiye şu anda takılmazdım.
      Geçmesini tek temennim.
      Bu yıldan sonra geçmişi özleyeceğimi düşünmüyorum. Çünkü bundan daha yalnız kalmam için hücreye tıkılı olmam lazım.
      Yalnız olmayacağıma inanmayı isterdim doğrusu ama adım gibi eminim yine aynı yalnızlıkla devam edecek.^^

      Sil
  4. Ne demiş mazhar fuat özkan, yalnızlık ömür boyu. Doğduğunda, yaşarken, öldüğünde hep yalnızdır insan zaten ki. Sen elinden geldiğince istediğin hayatın içinde olmaya çalış kardeş. İstemediğin hiç bir şeyi yapma. Kimseye yardım etmek için kendinden ödün verme. Yalnız olman değil, mutlu olman önemli.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnsan kendini neyin mutlu edeceğini doğru dürüst bilmiyorken mutluluğu araması biraz garip kaçar sanki..
      Ben bazı konularda bencil olduğumdan ötürü kendimden ödün vermiyorum birine yardım etmek için,dediğin gibi.
      Ama yalnızlık yorucu ve mutluluk getirdiğini de görmedim

      Sil
  5. Çoğumuz aynı şeyleri yaşıyoruz. Ve bu da atlatılacak bir süreç. Büyümemiz için küçüklüğü yaşamamız gerekiyor. Ayakta olmanın değerini anlamak için düşmek gerekiyor. Sancısız doğmuyor hiçbir şey. Elbet düzelip yoluna girecek hayatın. Sadece sabretmek gerekiyor bu durumda. İzlemek,öğrenmek ve sabretmek.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Niçenin de dediği gibi "Dans eden bir yıldız doğurmak isteyen, önce kendi içinde büyük taşkınlar ve kaos yaşamak zorundadır" Niçe yanılıyor olamaz ya. Haklısın,ne desem bilemedim

      Sil
  6. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  7. Yalnızlığı,sanırım ben de çok yaşıyorum. Çünkü,dediğin gibi herşeyi yaptım. En sevdiğim şehir olan İstanbul'u tek başıma gezdim. Yağmur yağıyordu. Ortaköy sahilde denizin dibinde kayalara oturduğumda kimse yoktu yanımda. Tek başına ağlayıp,sonra da ayağa kalkmak nedir,sanırım en iyi biz biliriz.

    Gündüzleri,okulda gülümseyip bozuntuya vermeyip,eve gittiğinde yastığa sarılıp sabaha kadar ağlamak. Yani en azından bende bu böyle. Uyuyamıyorum çünkü. Her neyse bunu niye anlattım bilmiyorum. Sanırım anlatacak kimsem yok ve içimde biriktiği için. Ali,şunu belirtmek isterim ki;tek takip ettiğim bloggersın. Hani,sen de yazmayınca boşluk oluyo. İçimde birikenleri sen çok iyi anlatabiliyosun. Umuyorum ki,devamı gelir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beni senden daha iyi kimse anlayamaz bence. Yani o yaşadığım çaresizliğe karışmış yalnızlık. Gözyaşlarını tutmak. Hayallerinle inşa ettiğin koca bir yapının yerle bir oluşunu ortaköyde yağmurun altında izlemek.

      Umarım güzel bir devamı gelir. Çünkü böyle çok zor olmaya başladı.

      Sil
  8. Tamam ben de açık olayım, senin kadar hissetmesem de veya üzerinden uzunca bir zaman geçtiğini kendime hatırlatıp umursamasam da -galiba bundan kesinlikle kaçıyorum- ben de birini, bir şeyleri özlüyorum ve belki de asla geri getiremeyeceğim biri bu. Ek olarak büyük bir çaresizlik hissediyorum, bir şeyleri değiştiremeyeceğimi bildiğim için de bundan kaçıyorum. Yeni birileri girmek istiyor hayatıma, ben izin vermek istemiyorum çünkü bir yanıma göre şu an kafam çok rahat başka birilerine gerek yok. Benzer bir durumdayız kestirebildiğim kadarıyla. Ali sanırım bir yerde bir şeyleri değiştirmemiz gerekiyor, senin de umudunu kaybetmene değil yeni bi umuda ihtiyacın var. Zamanla olacak şeyler, cesaret gerektiren şeyler ama tam bu noktada kendimiz için bir şeyler yapmamız gerekiyor. Çünkü genciz, bi durup bunun hakkını verelim. AYRICA LÜTFEN DAHA FAZLA YAZ, YALNIZLIĞINI DA MUTLULUĞUNU DA SEVİYORUZ, EĞER ÖYLE OLMASAYDI YORUMUM YALNIZCA "DIE BITCH" OLURDU....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öncelikle yerim :D
      Sonrasındaysa anlattığın bir yerde doğru. İnsanları hayatımdan çıkarıyorum ben bildiğin. Kimseyi almıyorum hayatıma. Özlediklerim de özlemle sınırlı kalıyor. Geri dönmeyi düşündüm. Sonu hüsran. Son umudum oydu zaten,bu saatten sonra çünkü çok zor biriyle tanış düşünceleriniz uyuşsun,birlikte anılarınız olsun,uzun zaman geçirin. Gerçekten uğraşamayacağımı düşündüğüm şeyler. Öyle olunca da Clementine'in dediği gibi YALNIZLIK ÖMÜR BOYU.

      Sil
  9. Yalnız değilsin be Ali,biz okuyucuların varız. Biliyor musun,o her kimse özlediğin ben olmak isterdim,senin gibi ısırmalık çocuk sevilmez mi ya. Ama sen ayrıldığın için bu 'tükürdüğünü yalamak' olmuyor mu birazcık ? Neyse,bence git ve o kişiyle konuş ve söylemek istediğin her şeyi söyle,söyler misin kaç defa geleceğiz bu hayata ? 1 değil mi,o zaman mutlu olma şansın 1 defa varken bunu geri tepmemelisin,pozitif düşün ve hayatının tadını çıkar. Ben bir kız olarak aşık olduğum çocuğa anlattım her şeyi ve bunun için arkadaşlığımızı bozmayı göze aldım,pişman mıyım ? Evet. Peki bir daha yapar mıyım ? Kesinlikle. Umarım mutlu olursun wafflesever :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tatlı yorumun için tişikkirlir sipirmin öncelikle. ama yalnızım be adsız.
      http://waffleseverim.tumblr.com/post/42597825567
      ben dediğini dayanamayıp yaptım,tükürdüğümü yaladım.
      ama olmadıysa demek.
      sonra attığım o mesaj götüme girdiyse demek.
      Pişmanlıklarıma yeni biri eklendiyse demek.

      Sil
    2. Her işte bir hayır vardır dememiş mi büyüklerimiz? İnan bana daha iyi olacaksın,karşına kimler çıkacak bilemezsin,tamam biraz yaşlıvari konuşuyorum ama hayatın gerçeklerinden kaçmak kendinden kaçmak değil midir zaten ? Sen kendinden kaçarsan başkalarının sana gelmesini bekleyemezsin,haksız mıyım? Hayata tüm gerçekçiliğinle bak,realist olmana gerek yok bunun için,olgun ol ve gerçekten mutlu olmak istersen seni gerçekten mutlu günler karşılar.Hem o kız seni kaybetmiş,sen onu değil,pişman olmak için zaman yok,her dakika ölüme biraz daha yaklaşmışken bu pişmanlıklar boşuna,biraz gül be Ali bi mutlu ol :)

      Sil
  10. Rüyamda senin bloguna girmiştim. Bildiğin blogtaydım yani. Sonra 2 yeni yazı yazmıştın. Tam yazdığın ilk yazıya tıklarken *TAK* Uyandım. Bu sabahın köründe uyanmalarıma ediyim. Saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yaaaaaa bilinçaltına bile işlemişsem demek :D

      Sil