29 Mart 2013 Cuma

Cınım sınıvın nısı giçti?


Aylarca bir sınava hazırlandım. Kendi hayatımdan fedakarlık edip sınava çalıştım. Kitap okuyacağım onca zamandan çalıp test çözdüm. Bisiklet sürebileceğim saatlerde okuldan dershaneye koşturdum. Çok güzel değerlendirebileceğim zamanı verimsiz (İnsanlara göre verimli) bir şekilde geçirdim.
Son gün numarasını sildiğim bu yüzden tanımadığım bir çok insan mesaj attı,kimi aradı. Başarılar demek için. Motive etmeye çalıştılar. Sanki cidden umurlarında.
Anneannem o gün benim için yasin okumuş. Annem o gece dualar okumuş. 
Sabah kalktım sonra,zaten önceki postumdan da anlaşılacağı gibi öyle sınav kaygım yoktu. Çünkü -ailem,hatta annem sayesinde- hayatım sadece bir sınava bağlı değil. Sınav önemli,evet; ama her şey değil. O yüzden bende endişelenmedim çok.
Her zamanki kahvaltımı yaptım,kulaklığımı takıp sevdiğim şarkılarla birlikte yola çıktık. Pazar günü sabah saat 8,yollar kalabalık. Sayısız insan sınava gidiyor. Benim kulağımda kulaklık dışarıyı izliyorum. Annem normalde arabada öne oturur,o günlük geldi yanıma oturdu. Sarıldık,sakin sakin sınava gittik.

Önceden gireceğim sırayı falan görmüştüm o yüzden biraz bekledikten,kalabalık içeri girdikten sonra sınıfıma girdim. sınıfa girerkenki polis araması tereddüt ettirdi. Yanımda bir şey olduğundan değil,bir sınava girerken potansiyel olarak suçlu gözüyle bakılması hoş değil,ne bileyim. 

Girdim sınıfa,önce optikler dağıtıldı,gerekli kodlamaları yaptım. sonra kendime gelmek için lavaboya çıkıp elimi yüzümü yıkadım. 20 dakika vardı önümde koskoca yirmi dakika. Dik bir oturuşta gözlerimi kapatıp nefes egzersizi yaptım,bulunduğum yerin bir orman olduğunu veya sırtüstü denizde uzandığımı hayal ettim. Bir süre sonra sınav yönetmelikleri okunmaya başlanınca gerçek dünyaya döndüm. Sınavın başlamasına beş dakika kala kitapçıklar dağıtıldı. Kapağı açmadan önce baktım kapağına,kaç ayımı verdiğim kitapçık önümde duruyor diye düşündüm bi an.

Kaç insanın hayatını içinde barındıran,2 milyon insanı pazar günü sabahın köründe kaldırıp sınava sokma gücü olan kitapçık önümde duruyor.

Açtım sayfalarını kontrol ettim,tabi kontrol diye sorulara göz gezdirdim. Türkçe sorularının uzun olmaması şaşırttı. Derken sayfaları hızlı hızlı çevirdim,kontrolüm bittiğinde sınavda başladı.

Başladım çözmeye soruları,Türkçe kolaydı. zaten Türkçe'de çok zorlanan biri değilim,son deneme sınavlarında 35 dakikada bitiriyor olmama rağmen sınavda 1 saatimi türkçeye ayırdım. Sosyal de çok zor değildi. Zaten benim için YGS Türkçe ve Sosyaldi. 6-7 ay boyunca ne yaptın deseler coğrafya ve tarih çalıştım,türkçe de soru çözdüm diyebilirim. Matematik ve Fen'i  denemeden denemeye "hobi olarak" çözüyordum. Çünkü asıl olanın türkçe sosyal olduğunun,zaten ne kadar çok çalışsam da matematik ve fene çok zamanımın yetmeyeceğini bildiğim için sene başından beri matematik çalışmadım (Matematik netlerim çalışanların üzerindeydi,orası ayrı bir konu) Zaten YGS'de çıkan matematik sorularının çoğu da düşünülerek,şıklardan gidilerek ya da değer verilerek yapılacak sorular. Çalışmadım yaptım,yapamadıklarım oldu. Çalışsaydım da aynısı olacaktı,iyi ki çalışmamışım. 

Matematikten de yapabileceğim soruları yaptım,sonra baktım kalan sorular zaman istiyor,hemen fenden bir iki tane çözmeye çalıştım "iki fen yaparım hızlı hızlı bir matematik sorusuna eşdeğer olur" kafasıyla 7-8 tane fen işaretledim. o sırada gözetmen son 25 dakika var deyince hemen türkçe ve sosyale dönüp emin olmadığım sorularıma baktım. Onlarla 10 dakika oyalandıktan sonra gözetmen 15 dakika var diye yineledi. O sırada tüm sakinliğimi kaybetmeye başladığımı fark ettim. Düşünsel olarak sorun yoktu ama ellerim titremeye,gözüm kararmaya başladı. Ellerim ciddi ciddi titriyordu. Bacaklarımı hissetmiyordum,buz kesmişti. Bunları yaşarken ben 10 dakika daha geçti. yapabileceğim her şeyi yapmıştım,ne zaman sıkıntısı çekmiştim ne yetiştirme tasam vardı ama vücudum aşırı tepki gösteriyordu. Sınav bittiğinde yerimden kalkamadım. gözetmen optikleri topladıktan sonra "Ne oldu sapsarı oldun,yetiştiremedin mi?" dedi. "Yetiştirdim ama bilmiyorum aslında çok da heyecanlanmamıştım bir anda böyle bir şey yaşadım" deyip kalkmaya çalıştım,sendeleyerek kalktım. 

Yürüdükçe ayaklarım açıldı. dışarı çıktığımda annem beni öyle görünce korktu. "Ne oldu bir şey mi yaşadın?"   dedi benim tabi sesim gitti bir şey söyleyemiyorum. Sarıldım sadece sımsıkı. Sonra arabaya bindik ben ağlamaya başladım istemsiz olarak. annem yine yanıma oturdu sarıldı. sınavımın kötü geçtiğini düşünmüş olacak ki teselli etmeye başladı. En kötü seneye hazırlanırsın,bir yıl hazırlık okumuşsun gibi düşünürüz dediğini hatırlıyorum en son. 

Sakinleştim,eve vardık. Açtım kontrol ettim. Beklediğimden düşük ama çok kötü değil. Çok çok daha iyisini yaptığım sınavlar oluyordu. Sosyaldeki yanlışlarımın dinden olması çok rahatsız ediciydi.

Dinin insanların özgürlüğünü kısıtladığı yetmediği gibi bunu sınava sokmanın mantığı nedir? Din kültürü adı altında sadece "İslam" sormak din özgürlüğüne aykırıdır. Din sorulabilir ama eğer din soruluyorsa bu "din" olmalı özel olarak "islam dini" olmamalı. Where is the laiklik diye sorarlar adama. Güya laikmiş.neyse. İnanmayan biri Tevekkülün ya da Tebliğ etmenin ne demek olduğunu bilmek zorunda değil 

Bitti. ama iyi ama kötü. önümde sadece ingilizce var. Her şey daha basit olacak,her şey daha kolay olacak. Bir daha YGS denilen illetle muhattap olmak zorunda kalmayacağım. Yasama,Yürütme ve Yargı yetkilerinin kime ait olduğunu öğrenmek için kafa patlatmama gerek kalmayacak. Şu dünyada bir türlü anlamlandıramadığım savaşları ve bu savaşlar sonunda imzalanan sözde anlaşmaları ezberlemeyeceğim. "Türkiyenin birleşmiş milletlere katılması neyin göstergesidir?" gibi sorulara "Dünya barışına katkı" gibi bir şık işaretlerken yüreğim sızlamayacak. 

Günün sonunda çikolata muz ve süt ile golden shot yaptım (1 kavanoz nutella,1 kilo muz,1 litre süt.) tabi bunların hepsini yeyince hemen kırmızı kırmızı şeyler oluşmaya başladı boynumda,merhaba alerji merhaba!

Birde tüm hafta duymaktan bıktığım şu soru var. Sınıvın nısı giçti?
herkese sadece "iyi." diyorum noktasını da vurguluyorum. Sonrasında da kimse bir şey sormaya cesaret edemiyor zaten.Uzun uzun "iyi ama beklediğimden düşük geldi,din sorular vızırt vızırt" gibi açıklamalarla uğraşmak çok yorucu değil mi? İyi. Yeterli net bir cevap bence. Soranlar,merak edenler olur (sanki cidden umurlarında gibi) cevabım "iyi."

10 yorum:

  1. geçen sene ben de aynı şeyleri yaşadım, sonucum denemelere göre çok daha düşük gelmişti ama sıralama tam istediğim gibiydi. demek istediğim önemli olan netler de değil zaten sıralaman istediğin gibi olur umarım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bakalım iki hafta sonra açıklanacak.

      Sil
  2. 2 devletini seven ve dinine bağlı insan dislike this.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. that's what i talking about der geçerim

      Sil
  3. Nereyi hedefliyorsun? desem.

    YanıtlaSil
  4. hani diyorsun ya umurlarında değilim diye yanlış düşünüyorsun umurunda olmayan insan sormaz
    düşünüyorum da ben birine sınavın nasıl geçtiya da nasılsın diye sorsam o da bastıra bastıra iyi dese sadece, gerçekten kırılırdım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sınav bir hazırlanma süreci. Bu sınava ben sınavdan bir gün önce ya da bir gün sonra değil 7-8 aylık bir süreç içerisinde hazırlandım. Bu 8 ay boyunca bir kere bile "Naber nasılsın,sınava çalışman nasıl gidiyor" gibi bir şey sormamış bir insan gelip sınavdan sonra hemen nasıl geçti demesi irite edici bence.

      Sil
    2. belki saçma gelecek ama yazılıya çalımaya benzettim bir an
      ben yazılıya günü gününe çalışmam ama son gün kala sabaha kadar çalışırım eğer o derse gerçekten önem vermemiş olsaydım hiç çalışmaz banane der otururdum veya kopya çekerdim ama bir değer veriyorum ki son gün de olsa çalışıyorum
      umarım anlatabilmişimdir
      ha bir de senin baharın gelmesiyle içindeki huzuru kelimelere dökmeni özledim sınavın var farkındayım ama tumblrda bari sınavlarınla uğraşma son zamanlardaki yazıların ders ve sınav üstüne :D
      bu aralar melankolik bir tavır seziyorum en kısa zamanda çıkman dileğiyle :)

      Sil
    3. Yazılıya çalışmaktan o kadar farklı ki. Yazılı sadece notken bunun bir yerde hayatınla bağlantılı olması çok acı.
      Bu melankoli LYS'ye kadar geçmeyecek gibi. Yeni postlar yakında!

      Sil
  5. Çok ama çok haklısın.. İnsanlar seni düşündüklerini göstermek için sınavdan bir gün önce başarılar diler ve sınav sonuçları açıklandığı gün hıçkırıklarını içine atman için teselli etmeye çalışır.. Aslında ne onlar seni düşünüyordur ne de sen onları. Zaten şu koca yıl bize bencillikten başka ne öğretti ki?

    YanıtlaSil