17 Mart 2012 Cumartesi

Geç kalınmış yaşanmamışlıklar.

Rüzgar önce yüzümü yalıyordu,ardından saçlarımın arasında parmaklarını gezdiriyordu. Hava güneşli ama üşüyorum. Anneannemin sözü geliyor aklıma "kışın güneşine kızın gülüşüne aldanma. Her ikisi de bünyede rahatsızlığa sebep olur." Haklıymış. Güneşe aldanmamak gerek. Rüzgar insanı tirtir titretecek kadar soğuk esiyor.

Durağa doğru yürürken parmak uçlarımın uyuştuğunu hissediyorum. Durağa kısa bir mesafe kaldı diye sevinirken metroyu kaçırıyorum. Hesaplamaların ters tepiyor. 5 dakika daha erken çıkmam gerekiyormuş evden. Geç kalıyorum.

Hayatımın özeti gibi aslında metroyu kaçırmak. Hep geç kalınmış yaşanmamışlıklardan ibaret. Eğer bir kaç vücut ya da bir kaç acı erken yetişebilseydim her şey daha farklı olacaktı. Ama ben hep geç kaldım. Yaşamak istediklerime geç kaldım. Bu yüzden yaşayamadım. İşte şimdide metro bütün geç kalınmış yaşanmamışlıklarımı o duraktan alıp götürüyordu. Beklemek gerek. Yeni birisi için beklemek gerek. Yeni şeylere yetişmek için beklemek...

İşte yenisi geliyor. Kapılarını sonuna kadar aralıyor. Hemen biniyorum. Pencere kenarına kurulup kitabımı okumaya başlıyorum. Sayfalar arasında kaybolurken inmem gereken durağa geliyorum. Hemen kitabı çantama atıp hışımla kapıya yöneliyorum. Yetişmem gereken özel ders var.

Zamanında varıyorum. Bu hafta sondu. 5 aylık kocaman bir özel dersin sonuna geldik. Nasıl mutluyum nasıl sevinçliyim anlatamam! Sonunda derin bir oh çektim. Artık daha az görücez ingilizcecimizin yüzünü.

Ders bitiyor eve dönmek için bu seferde otobüse biniyorum. Otobüse binmemle beraber hayatımın aşkının gözlerine kilitleniyorum. Ona doğru yürüyorum tam onun oturduğu koltuğa gelince gözlerinin içine bakmaktan kendimi alamayıp bir kaç saniye duraksıyorum sonra "Ali mal mısın? Kendine gel amk liselisi" diyorum. Yanına pat diye oturuyorum. Bir süre sonra o kalkıp iniyor. Hayatımın aşkı gözlerimin önünde kayıp gidiyor. Gitme diyemiyorum.  Renkli gözleriyle son kez bakıyor otobüse sonra iniyor. Gitme demek istiyorum ama o gidiyor. Ben yine otobüste hayatımın aşkını kaçırıyorum.

Ona da geç kalıyorum. Yaşanmamışlıklarıma yeni birisi ekleniyor o giderken..

2 yorum:

  1. bir sonraya erteledikçe yitirirsin. kızıl demişti dersin bak. yakalayabildin mi kaçırma kızı da aşkı da güneşi de metroyu da.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İşte sorunda bu. Ben ertelemiyorum,onlar kaçıyor..

      Sil