7 Mart 2012 Çarşamba

Cumadan Pazara kaç gün var arada?

Geçtiğimiz cuma günü okula gitmedim. Canım hiç okula gitmek istemiyordu. Zaten Dilci olunca aman aman bir sorun olmuyor. Sadece 2 ders İngilizce kaçırdım ondada etkinlik yapmışlar 140 soruluk testin cevapları verilmiş derken geçmiş gitmiş. Ama ben iyi ki gitmemişim okula diye düşünürken gitmediğime pişman oldum.


Sabah sefası yapıp saat 10-11 sularında uyandığımda elektrikler yoktu. O gün evde yalnız olmayı düşünüyordum ama oturma odasına doğru yönelince kardeşimi gördüm.


-Sen niye okula gitmedin?
+Hastayım anne gitme dedi. Sen?
-Ben lisedeyim oğluuummm. Derslerim yoğun olmayınca gitmiyorum. Ne zamandır elektrik kesik?
+Ben 9da uyandım o zamandan beri kesik elektrik ama bugün bakım varmış elektrik hatlarında baya uzun sürecekmiş kesinti.
-İİİİİİİİİİİSSSSSYYYYEEEAAAAĞĞĞNNNNN


Sonra kendime dönüp dedim ki "Alicim bak elektrik yok. Bilgisayarı açsan bile internet yok. O zaman otur İngilizce ödevini yap. Elektrik gelene kadar 20 sayfa testin kaç tanesini yaparsan kârdır." Başladım testleri yapmaya..


1,2,3,4,5.... Elektrik gelmiyor 6,7.. Yok gelmiyor. 12,13,14..  Gelmiyor. 18,19,20.. ANANI AVRADINI TESTLER BİTTİ HALA GELMİYOR!
Ne yapsam diye kara kara düşünürken aklıma pilavlı sohbet düştü. Tam ona gülerken aklıma sebzeli pilav geldi. Nasıl canım istiyor nasıl özledim bir ben bilirim. Hemen en yakın market BİM'den 1,5 milyona garnitür aldım. 1,5 milyona olması çok şaşırttı. "Oh neyse ucuza geldi" diye düşünürken ucuzluk götümde patladı. Pirinç olduktan sonra garnitürü süzüp tencereye attığımda havucun boyası aktı pirince. Turuncu pirinç pilavı oldu. Ardından bezelyenin boyası aktı turuncu yeşil karışımı bok rengi kıvamında bir pirinç oldu. Halbuki ben pirinç lapa olmasın diri olsun diye ne uğraşlar vermiştim.
Bu yaptığını hiç unutmıcam adi BİM garnitürü! Senin amına koyayım adi BİM garnitürü! Eski sevgilim bile bu kaşarlığı yapmazdı adi BİM garnitürü!


Sonu hüsran olan pirinç pilavını da çöpe boşalttıktan sonra odama geçtim geri. Bunlar olup bittiğinde daha saat yeni 2'yi vuruyordu ve hala elektrikler kesik. İyice boşluğa düştüm. Sonra en iyisinin bu sessiz elektriksiz günde kitap okumak olduğu kanısına vardım. Oturdum 1 saat kitap okuduktan sonra göz kapaklarım ağırlaştı ve kitabı komidinin üstüne bırakıp 2 saatlik nefis bir uyku çektim. Uyandığımda hava yavaş yavaş kararmaya başlıyordu ve hala elektrik yoktu. Tedaş'ın 7 ceddine daha evrimleşmemiş maymun atalarına kadar akraba olduk.


Kardeşimde sıkılmış olacak ki monoploy'le geldi odama. Bende zaten sıkılıyordum getir oynayalım dedim. Zaman su gibi akıp geçti. Oyunun sonuna doğru elektrik geldi. Oyunu kazandım kardeşimi borç batağına ve iflasa sürükledim. Mutluyum. Yine olsa yine yaparım - kötü insan kahkahası- nihahahahaha.

Elektrik geldi gelmesine ama bilgisayarıma elektrik gelmedi. Kablo iletmedi. İsyana sürükledi beni bu olay. Deliye döndüm. Zaten tüm gün elektrik kesikti birde üstüne bilgisayarımın kablosunun bozulması süper oldu. Yapacak bir şey yok yeni kablo alana kadar bilgisayarsız (Kısaca kardeşimin bilgisayarıyla) kalmak gerekiyormuş. Bilgisayar olmayınca insan odasına yöneliyor. Oda düzenleniyor,temizleniyor,bir ferahlık geliyor. Ara sıra bilgisayarım bozulsa odam için iyi olur gibi duruyor.


Cumartesi günü özel dersti,oydu buydu derken su gibi kıp gitti zaten. Bilgisayarımın yokluğunu aramadım. Pazar günüyse annemle birlikte pasta börek çörek günü ilan ettik. Kurabiye,gül tatlısı, revani yaptık. Envai çeşit şekilleri olan kurabiyeler yaptık. Hatta ben abartıp bulut şeklinde kurabiyeler yaptım. Kardeşim çükü olan cin ali yaptı. Baya eğlendik doğrusu. Bunu her pazar yapmamız gerekiyor aslında.


















Derken 3 günlük tatil sonunda pazartesi günü geldi çattı. Ben ders çalışmayı test çözmeyi seviyorum ama okula gitmekten nefret ediyorum. Çünkü okul benim için büyük zaman kaybından başka bir şey değil. Keşke okulda dershane gibi temel dersleri verip bıraksa. Müzik beden rehberlik gibi saçma salak dersler yerine okul tatil edilse. O zaman belki sevebilirdim okulu.


Salı geldi! Salı demek günlerden dershane demek. Eğlence demek,gülüp gülüp eğlenmek demek.


Sınıfa çıktığımda dersin başlamasına 2-3 dakika vardı. Sınıfı bir süzdüm depresif yalnız her zamanki yerinde,jilet necla yine en arkada (Sınıfın hanımağası olan kız) benim sınıftan tanıdığım kızda beni bekliyor en önde. Oturdum yanına,hemen depresif yalnızı çekiştirmeye başladık. "Bak bak geçen hafta tayt giymişti bu hafta beyaz pantolon giymiş hohohoheehehehihihi" derken hoca geldi.


Günlerden dershane derslerden Patates burun. Bu adamdan nasıl nefret ediyorum nasıl gıcığım anlatamam. Geldi o koca göbeği ve patates burnuyla bir kaç işlem çözdü. Yine dershaneyi övdü ardından siktir olup gitti zaten. Bir daha gelmemek üzeredir umarım.


Ardından ders Tarihti. Tarihçi sınıfa "Selamın aleyküm agalar!" diyerek girdi. Adam eğer ot içip gelmiyorsa benimde adım Ali değil. Sınıfı kırıp geçiriyor. Yok böyle bir komiklik.


Şakalar komikliklerle geçti ders. Sınıfta herkesin depresif yalnıza bir tepkisi var ki anlatamam. Jilet Necla en son "Depresfi yalnız bi bagsana. Susmaz mısın sen?" dedi. Herkes güldü önce susmaz mısın değil susar mısın ahahahha diye. Depresif bu lafa bozuldu. "Susmam ne olacak?" dedi. Gelirsem sustururum dedi jilet necla jiletliğini ortaya koyarak. Depresif yalnızda neyine güveniyorsa gel sustur dedi. Depresif jilet necladan dayak yemezse iyi. Hadi bakalım hayırlısı. 


Ayrıca depresif eline önce "Ahmet <3" yazdı. Sonra önü öptü! Teneffüste sevgili muhabbeti geçti. Ben hep platonik takılıyorum dedi. Biz gülmeye başladık. Sıra arkadaşımla " bu depresiflikle platonik olman doğal" deyip güldük kıza. Sonra kız bozulmuş olacak ki "Ama herkes de bana platonik olur" dedi. Sonra ben içimden bastım "Yaaaaaa heeeee heeeeeee"yi. 


Tarihe yardımcı bilim dallarını yazarken hoca depresif "Edebiyatta var mı hocam? " dedi. Ardından ben tutamadım kendimi "Edebiyat bilim dalı mı?" dedim. Bir şey diyemedi. Tarih dersinin tamamı yalnız depresifi bozmakla geçti.. Ben çok eğlendim salı günü derste.


Çarşamba yani bugün ise depresif fazlaca yalnız sessiz ve her zaman olduğu gibi depresifti. Hatta bir ara ağlamaya başladı. Kız ağladıkça sınıftakiler güldü. Tamam hoş değildi ama komikti allaaaşkına. Zaten sonra kızı da güldürdüler de olay tatlıya bağlandı. Ama ağlarken bir komik oluyor anlatamam. İbretlik bir ağlayışı vardı kızın. Ben ki genelde birisi ağlayınca teselli ederim ama bu sefer kıza bu kadar takıldığımızdan mıdır nedir gül gül öldüm kjdfsghkjdsf


Dersten çıktım. Dersten önce içtiğim suların basıncından mıdır nedir aşırı derece sıkıştım. Yolda bir cafeydi bir bakkaldı bulup rahat rahat salarım diye yürümeye başladım eve doğru. Ve tabi ki yine kebapçıya denk geldim. En son börekçi olayından sonra girmeyecektim o tuvalete ama mecbur kalınca insan o kokuya katlanmak zorunda kalıyor... Yine de size tavsiyem; Soğanlı yemek satan bir yerin tuvaletine mecbur kalmadığınız sürece girmeyin.


Eve doğru yürürken karşıdan uzun boylu,çok şık değil ama paspalda sayılmayacak giyinimli,elleri montunun cebinde kulaklıklarıyla birisi yürüyordu. Giyim tarzı hoşuma gitmişti uzaktan baktığımda çünkü diğerleri gibi götümü mü açsam bacağımı mı göstersem havasında değil gayet rahat ve bir o kadarda üstüne yakışmış bir kıyafetle çıkmış dışarı.


Tam karşı karşıya geldik göz gözeyiz ben kendimden bir özgüven patlaması bekliyorum tanışmak için (ama gelmiyor) "Merhaba ben Ali." demek için içim içimi yiyorken birden göz kırptı bana. İç organlarımın halay çektiğini hissettim bir an. Kalbimde halay başı olmuş ağzıma doğru geliyorlar!


Sadece kaşlarımı kaldırıp baktım. GÜLÜMSEYEMEDİM. Keşke gülümseseydim belki tanışırdık bu vesileyle. Hem ikimizinde kulağında kulaklık vardı. Belki oda coldplay dinliyordu. Olamaz mı? Olabi.. Tamam vurmayın tamam ya aşk tesadüfleri severin etkisinde kalmış olabilirim biraz :( Zaten belki tam bana bakarken gözüne bir şey kaçmış onun için kırpmışta olabilir. Ya da tiki vardır o anda bana denk gelmiştir. Tabi o gittikten sonra uzun süre arkasından baktım. Belki geri döner diye ama o geri dönüş sadece filmlerde oluyormuş. Bunu da deneyim ettim. 


Hayatımın aşkını yolda yürüken kaybettim,gören olursa haber versin...

4 yorum:

  1. bok rengi pilav:D hahahahah süper olmuş bu yazı:D deli gibi uzun olsa da aştan sona okudum valla:D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ehehehhe beğendiysen ne mutlu bana. Ama ben o pilav olayını yaşarken sinirden kendimi yedim o ayrı bir konu! :D

      Sil
  2. hahaha gülmekten öldüm ali özellikle depresifin ağladıgı yerde :D yasamıs gibi oldum :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gülünmeyecek gibi değil biz bile haykırdık sınıfta :D

      Sil