28 Şubat 2012 Salı

Patates burun sendin aşkım.

Bazen diyorum kendime Ali sen daha 17 yaşındasın. Yaşıtların barlarda diskolarda 300-500 eğlenirken sen hiç evden çıkma nereye kadar?

Bakıyorum da etrafımdakilere gülüyorlar,mutlular sanki benim anlamadığım bir şeyi anlamışlar gibi. Etrafımdakiler bu kadar mutlu görünürken ben neden mutlu görünemiyorum onlar gibi?Dershanede sınıfa girdiğimde pencere kenarı tarafında 2 kız dedikodu yapıyorlardı. 

+Falanca çocuk senden hoşlanıyormuş. 
-Hadi ya yakışıklı mı?
+Eh işte fena değil.
-Gözleri ne renk? Boyu nasıl?
+Gözleri ela boyu da senden uzun baya.
-Çıksam mı ki sence?

Ben bu muhabbetleri liseye başlarken bıraktım abi. Hem insan sevgilisi olacağı insanın boyunu tipini önemsemeli mi bu kadar? Okuduğu kitaplar,dinlediği müzikler,izlediği filmler gibi daha kaliteli nitelikler varken direk boyuna posuna göre değerlendirmek neden?

Tamam belki bende sevgilim olacak insanın fiziksel özelliğine önem veririm. Ama arayacağım tek nitelik bu olmaz herhalde. Daha küçük prensten haberi olmayan bi insanla oturup ne konuşabilirim ki zaten.Onlar konuşurken en iyisi kulaklığımı takıp kitap okuyayım dedim. Kitap okurken 6 hissim bana "İzleniyorsun lan! Soluna bak soluna." dedi. Bende döndüm ki soluma geçen haftaki kız. "La havle bela kuvveten hela bela elhamdüllah allahu ekber. neyse. kitabıma odaklanayım" dedim.
Orta sıranın en önünde oturuyorum. İlkokul 1'den beri en önde oturma takıntım var. Önde oturmayınca derse adapte olamıyorum. İlkokul 5e kadar zorluk çıkabiliyordu öne oturmada ama 6.sınıftan sonra insanlar arkada geyik yapmayı tercih ettikleri için önler hep bana kaldı. 

En önde oturduğumdan kız önümden geçti geçti ben sallamadıkça geçti. Sonra yerine oturdu. Ben kitapta bölümümü bitirip çantama koydum. Pencereye gidip bulutları izledim. Sınıfım 7.katta olduğu için bulutlar sanki küçükken zıplayıp dalını tuttuğum, portakal koparmaya çalıştığım o portakal ağacı gibi geldi. Elimi uzatsam dokunacakmışım gibi..Ardından zil çaldı. Yerime oturdum hocayı bekledim.

Bekledik ama hoca yok. Ders coğrafyaymış ama hoca firar etmiş. Tüm dershane hocayı aradı ama hoca bulunmadı. Bizde yarım ders Türkçe dersi gördük boş geçmesin diyerekten.  Türkçeden sonra Bay Patates Burun (Nam-ı diğer Matematikçi) geldi derse. Bu adamdan gıcık aldım ya bir kere daha artık çıkar yolu yok sevemem.

Anlattı anlattı. En son bir soru yazdı tahtaya bu soru geçen sene LYS'de çıktı cevap nedir dedi. Bende şaka yapayım dedim "B'dir hocam kesin B. Böyle sorular hep B olur" dedim. Nereden B şık yazmadım dedi. Sonra bana tembel gözüyle bakmaya başladı. İşte durmadan bir şeyler ispatlamaya çalıştı. Yok işte sana soru yazarım direk düşersin şöyle böyle dedi. Bende zaten düşmem demedim ki dedim. Yarım saat bununla ilgili vaaz verdi. Yok şöyle yok böyle. 

LAN AMIN FERYADI BEN ZATEN SADECE YGS'DE ÇÖZECEM BİR B'DİR DEDİM DİYE DEMEDİĞİN KALMADI PATATES BURNUNU SİKTİĞİM ZATEN NEFRET EDİYORUM SENDEN ZATEN UYUZ OLUYORUM SENİN ŞU DERSHANEYİ DURMADAN ÖVMENE BİRDE KENDİNDEN SOĞUTUYORSUN OÇ OÇ OÇ.

Rahatladım. Evet bununla ilgili vaaz verdikten sonra "Ben seni anladım. Matematik çözmek istemiyorsun" dedi. Bende "Zaten YGS dışında gerek yok benim alanımda" dedim. "Matematik her alanda gereklidir" dedi. "He yarrak gerekli he" dedim.

Demedim yani. Diyemedim. Ama demeyi nasıl istedim. Sonra illa kanıtlayacak ya matematiği bana. Kağıt verin kağıt yaptı. Şu beni kesen kız ışın hızıyla cart diye telli defterinden bir sayfa koparım hocaya verdi. Kıza bir bakış attım. Anlamıştır umarım ne demek istediğimi. Soru yazdı kağıda çözebildiniz mi çözemediniz mi işte ÖSYM böyle düşürür insanı oyuna gibi sözler söyledi. O sırada "Neden kanıtlama gereği duydunuz ki bunu?" diye sordum. O sırada beni kesen kıza (Bu kızın adı Depresif yalnız olsun. Durmadan yalnız takılıyor kapının önünde ya da pencere kenarında zaten. Birde çok depresif duruyor.) baktım gülüyordu malum benimde gülümsemem gerekti. Uyuz oldum bu depresif yalnıza ama. Birde depresif yalnız "Seviyorsan git matematikçiyle işbirliği yapıp çocuğu alt et bence" kafasını yaşıyor bence. Malum matematikçiye ışın hızında kağıt yırtışına bakacak olursak. Annesi kalk toz al dese mızmızlanır ama.

Tabi bugünün damgası sınıftaki o güzel kızdı. Nasıl tatlı şeysin sen öyle. Tabi yanındaki çocukta çok tatlıydı evet biliyorum.... Eğer sevgiliyseniz çok yakışıyorsunuz ama sevgili değilseniz sen şöyle bir gelsene ;))9999

Fazla kalem istedi benden direk hoop çıkarıp verdim. Böylece konuşmuşta olduk. Artık gördükçe gülümseriz birbirimize belki muhabbeti ilerletiriz. Baktık sohbet pilavlı,dışarıda bile buluşuruz. Ama konuşacak ortak bir yönümüz yoksa koy göte rahvan gitsin. Ama o uzun çocukla kesin sevgilidirler lan. Zaten çok yakışıyorlar. Neyse ben fazla hayal kurmayayım en iyisi. Ama çok sevdim ben seni. Tanışsak kaynaşırız bence :(((8

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder