16 Şubat 2012 Perşembe

Duygular anlamlar ve hayat.


Köy hayatı yaşayan bir insanı düşünün. Tarlada çalışan. Onun için kar yağması kötüdür. Çünkü kar demek ekinlerin soğuğa maruz kalması ve iyi yetişememesi demek. Kar yağdığında sinirlenebilir veya üzülebilir. Eğer yeterince hasat almamış ve parası yoksa soğukta sobasını yakamaz ve ailesiyle birlikte üşüyebilir.

Ama başka bir insan karın yağmasını gökyüzünün dünyayı temizlemek için yağdırdığı beyaz mutluluklar olarak nitelendirebilir. Kar yağdığı zaman sıcak bir şeyler içerken karın yağışını izleyebilir;  hatta dışarıda kar topu savaşına katılabilir veya kardan adam yapabilir. Kar bu insanı mutlu edebilir.

Yağmurun yağması çukur bölgelere inşa edilen evler için su baskını. Bütün evin içini suyun götürmesi yani bir nevi işkence iken onlarca şair,bestekâr yağmurla ilgili şiirler,şarkılar yazıyor.

İlkbaharın gelmesini, çiçeklerin açmasını,güneşin ışıl ışıl gülümsemesini mutlulukla karşılayan insanlara nazaran hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam edenlerde var.

Kafasını bir defa yukarı kaldırıp bulutları izlemenin cazibesine katılmadan yaşayan insanlar var.

Daha yüzlerce örnek verebilirim bu konu hakkında. Demek istediğim aslında her şey hayata ne açıdan baktığımızla alakalı. Olan olaylara nasıl anlam yüklediğimizle ve nasıl algıladığımızla alakalı. Ve sanırım insanı insan yapanda bu. Kısaca;Duygular. Duygular olmadan hepimiz ete kemiğe bürünmüş robotlardan başka bir şey değiliz. Duygulardan yoksun insan bir nevi yaşayan ölüdür. Duygular yaşamımızda o kadar önemli bir yere sahipki..

Duyguları çarpıcı şekilde yansıtabilmekte iyi olan insanlara da sanatçı diyoruz sanırım. Duygu,hissedebilmek bir sanat gibi adeta. Biraz yetenek ve farklılık istiyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder